Afrika’da on çocuk ve hasta bir evladıyla yaşam mücadelesi veren Nazife Teyze’nin yürek burkan hikâyesine ortak olun, umut ve iyiliğe siz de vesile olun.
İçerikler / Nazife Teyze'nin Hikayesi
Afrika’nın kavrulmuş topraklarında, gün kavurucu sıcakla doğuyor. Uzak bir köyde, hayatla sessiz bir savaş veren güçlü bir kadın yaşıyor: Nazife Tahir. Toprağın bereketi az, suya erişim zor, ama onun yüreğinde hâlâ tükenmemiş bir umut var.
Nazife Teyze, on çocuğuyla birlikte yaşam mücadelesi veriyor. Evet, tam on çocuk… Her biri ayrı bir ihtiyaç, ayrı bir sorumluluk, ama bir anne için her biri ayrı bir can, ayrı bir dua. Kocası, çeşitli sebeplerden dolayı çalışamıyor. Hal böyle olunca evin tüm yükü Nazife Teyze’nin omuzlarında kalıyor. Birkaç küçükbaş hayvanla geçimini sağlamaya çalışıyor ama bu çaba ne kadar yeterli olabilir?
Her sabah, çocuklarının karnını nasıl doyuracağını düşünerek uyanıyor. Kimi zaman bir tas çorba, kimi zaman bir avuç buğday... Ama en çok da “bugün de atlattık” diyebilmek için çabalıyor. Kızlarından biri hasta. Bir annenin kalbini en derinden yaralayan şey, evladının acısıyla baş başa kalmasıdır. Ve Nazife Teyze’nin yüreğinde o acı derin, suskun ama yakıcı bir sızı gibi duruyor.
Köyde ne düzgün bir sağlık hizmeti var ne de çocuklara iyi bir eğitim imkânı. Zaten okul yolu, çoğu zaman çıplak ayakla geçilen tozlu patikalardan ibaret. Hayat, orada yaşayanlar için sadece zorluk değil; aynı zamanda sabır, direnç ve dua ile örülü bir sınav.
Ama tüm bu zorluklara rağmen, Nazife Teyze hiçbir zaman boyun eğmiyor. Çünkü bir annenin yüreğinde tükenmeyen bir güç vardır: Sevdiklerini koruma arzusu. O, bu güçle her yeni güne başlıyor. Gözlerinin altında biriken yorgunluk izleri, yıllardır verdiği mücadelenin sessiz tanığı…
Ve tam da bu noktada, İyilik Yolu İnsani Yardım Derneği olarak bizler, Nazife Teyze'nin hayatına bir dokunuş olmak istedik. Sessizliğin içinde yankılanan çığlığı duyduk. Gıdaya, sağlığa, morale ve en çok da dayanışmaya ihtiyaç duyan bu güzel insanın yanında olduk.
İlk olarak gıda ve kumanya yardımlarımızı ulaştırdık. Çünkü bazen bir tabak sıcak yemek, sadece karnı doyurmaz; umudu da büyütür. Ardından, daha fazla destek için harekete geçtik. Hasta kızı için gerekli sağlık desteğini sağlamak ve ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamak adına çabalarımızı artırdık.
Nazife Teyze, artık yalnız değil. Her ne kadar binlerce kilometre ötede yaşasa da, kalplerimiz aynı çatı altında birleşti. Çünkü biz inanıyoruz ki: İyilik mesafe tanımaz. Gönülden gönüle kurulan bir köprü, kıtaları aşar, dertleri azaltır, yaraları sarar.
Bir annenin duası, bir çocuğun tebessümü ve bir ailenin huzura kavuşması için çıktık bu yola. Nazife Teyze'nin hikâyesi, aslında hepimizin insanlık sınavının bir parçası.
Bugün bir annenin yükünü hafiflettik. Yarın başka bir ailenin kapısını çalacağız. Çünkü iyilik, bulaşıcıdır. Çünkü biz biliyoruz ki:
Dertler paylaşılınca azalır, iyilikse paylaştıkça çoğalır.
Siz de bu iyilik zincirinin bir halkası olun. Bir el, bir umut, bir nefes olun.
İyilik Sarsın Dünyayı.